Bu Blogda Ara

24 Mart 2010

KLASİK ÇAĞ

KLASİK ÇAĞ HEYKELTRAŞLIĞININ HELLEN DÜNYASINDAKİ YERİ, ÖNEMİ VE GETİRDİKLERİ
Klasik çağ heykeltıraşlığının özelliklerinin anlaşılması için, bu döneme gelinceye kadar Yunan heykeltıraşlığının geçirdiği değişim ve gelişimlerin dikkatli bir şekilde incelenmesi gerekmektedir. Bu incelemenin yapılması bize, heykeller üzerindeki gelişmenin ilk noktadan son noktaya olan yolculuğunun nasıl, ne şekilde ve gelişmenin hangi yönde olduğunu saptamamız acısından yol gösterici olacaktır.
Yunan heykel sanatındaki gelişmelerin neden ve sonuçlarını kısa başlıklar altında toplarsak; bunlardan ilki, siyasi tarih ve sosyal yaşamdaki değişimler (bu değişimlerde incelemeler yapacak olursak kültür ve sanattaki gelişimi daha iyi kavrayabiliriz), ikincisi ise ticaret ve bunun doğal sonucu olarak kültürel ilişkilerin artması, etkileşimlerin çoğalması sonucu yaşanan gelişmeler. Bu iki etken sonucu gelişen Helen toplumu önce eselerinde, ilişkide bulunduğu kültürlerin sanatında gördüklerini taklit etmiş, daha sonra kendi öz kültürü ile sentezlemiş ve son aşamada kendine has bir sanatsal kültür oluşturmuştur.
Helen heykeltıraşlık sanatının Kronolojisi bu şekilde tarihsel değişimlerin kültürel yaşantıya etkisiyle sıralanması mümkündür.
KLASİK DÖNEM HEYKELTRAŞLIĞININ TARİHİ VE POLİTİK YÖNÜ:
Arkaik dönemin sonunda cereyan eden tarihi ve siyasi olaylar klasik çağ sanatının gelişmesinde önemli bir şekilde rol oynamıştır. Ionia ihtilali sırasında (M.Ö.494) Miletos şehrinin Persler tarafından işgal edilmesi ile burada bulunan sanatçılar Atina’ya gelerek Ionia’nın yüksek sanatının burada yayılmasını sağlamışlardır. (Aynı olay orta çağ sonlarında İstanbul’un işgali sonucu burada bulunan bilim adamlarının Avrupa’ya giderek orada Rönesans ve Reform hareketlerinin başlamasına sebep olmaları ile bağdaştırılabilir. ) Böylelikle kaba Dor sanatı, ince ve zarif İon sanatı ile birleşerek klasik dönemin başlamasına zemin oluşturmuştur. İon elbiseleri olan khiton ve himation dönemin başlıca eserlerini süslemiş; kıvrımların verilmesi, elbiselerin incelmesi ve vücutta oluşan yenilikler Yunan sanatına renk katmıştır.
M.Ö.490 ile başlayan Pers tehlikesi giderek Attika’ya yayılmış ve M.Ö.480’de Attika’nın Perslerin eline geçmesiyle son bulmuştur. Persler Atina Akropolis’ini yerle bir etmişler ve bundan bir yıl sonra Attikalılar Atina Akropolis’ini tekrar ele geçirmişlerdir. Fakat bu dönemde yaşanılan acılar dönemin sanat eserleri üzerinde etkisini göstermiştir. Psikolojik ve sosyolojik açıdan çöken toplum, arkaik dönemde gülümseyen ve idealize edilmiş eseler yerine, duyduklarını ve hissettiklerini sanat eserleri üzerinde yorumlayarak natüralist ve realist sanat eserleri üretmişlerdir. Böylece arkaik dönemdeki gülümseme oradan kalkmış bunun yerine yüzde donuk ve ciddi ifadeler yer almıştır. Arkaik devrin şaşalı kıyafetleri yerine sade kıyafetler tercih edilmiştir.
Pers savaşları sonrasında güçlenen Attika yine Perslere karşı kurulan attika başına geçmiş ve bunun doğal sonucu olarak bu birliğin hazinesi Atina Akropolis’ine taşınmıştır. Bu dönemle birlikte elde edilen artı ürün fazlası, ticaretin gelişmesi ve Deniz birliğinden gelen paralar ile zenginleşen Atina, elde edilen artı geliri sanatsal faaliyetler için harcamıştır. Perikles döneminde Akropolis yeniden elden geçirilmiş ve yeni imar planları yapılmıştır. Bu dönem klasik çağın yüksek stil ya da Parthenon çağı olarak bilinen dönemidir. Özgürlük ortamının getirmiş olduğu serbestliğe birde maddi yeterlilik eklenince sanatçılar daha özgün ve çeşitli eserler vermeye başlamış, bunun doğal sonucu olarak ta eserlerde yeni akımlar ortaya çıkmıştır. Artık heykeller üzerindeki ciddiyet yerini bir yumuşamaya, bir duruluğa bırakmıştır. Plastik, seramik, mimari alanda görülen bu canlılık sanatçılar için itici bir güç olmuş ve istekleri karşılayabilecek birçok büyük sanatçı ortaya çıkmıştır.
Yine bu dönemde felsefenin gelişmesi ve yeni bilim adamlarının ortaya attığı çıkarımlar sonucu çok tanrılı dine olan inanç zayıflamaya başlamış, tanrılar ti ye alınmaya başlamıştır. Bunu ilk kez Parthenon tapınağının frizlerinde görebilmekteyiz. Attikalılar persler ile yapmış oldukları savatsan dolayı kendilerini üstün görüp kendilerini tanrılar ile birlikte aynı frizde resmetmişlerdir. Ayrıca altın ve değerli madenlerden yapılan Athena Parthenon Tapınağının kült heykelinin ihtiyaca göre bazı parçaları alınarak (ki daha önce dokunmanın yanı sıra görmenin bile yasak olduğu kült heykellerine) kullanılmış ve sonra tekrar yerine yerleştirilmiştir.
M.Ö.430- 400 yılları klasik çağın zengin stil dönemidir. Bu safhayı Grek şehirlerinin kendi aralarında yaptıkları ve 27 yıl süren Pelleponnessos Savaşları doldurmaktadır. Bu çağda üslup değişimi yavaşça olmuştur. Pelloponessos savaşları sonucu çekilen acılar Euripides, Sokrates ve sophistler gibi düşünür ve ozanların ortaya attığı öğretiler insanların düşüncelerini değiştirmiş, kişiliğe önem vermeyen ülkücü tutum yerine, kişiliği ön gören yeni bir düşünce akımı başlamıştır. Sanat alanında bu tutum insancıl niteliklerin çoğaltılmasında yansıtılmıştır. Heykel ve kabartmalarda insan yüzleri düşüncelere dalmış yumuşak bir anlam taşır. Çoğu zaman buna aşırı duygulu bir görünüşte katılmıştır. Duruşlar daha kıvrak ve dalgalı olmuştur.
KLASİK DÖNEM HEYKELTRAŞLARININ YUNAN HEYKELTIRAŞESİNE GETİRDİĞİ YENİLİKLER:
Klasik dönem heykeltıraşlığının gelişmesinde tarihsel ve siyasal olayların dışında, bu dönemde yetişen heykeltıraşlarda etkili olmuştur. Bu dönem heykeltıraşları insan gövdesinin karmaşık yapısını köklü olarak kavramış ve uyumlu bir bütün içinde betimleyebilmiştir. Bundan sonra atılan adım realist ve natüralist akımlar içinden iyisini yaratma aşamasıdır. Bütün bu değişik yönlerde sanatçılar her ne kadar adım adım doğal biçimlere ulaşmışlarsa da yaptıkları yapıtlara dinginlik diyebileceğimiz öyle üstün bir özellik kazandırmışlardır ki bu yapıtlar gerçeğinde ötesine kaymıştır.
Bu dönemde mermer ve taş malzemenin dışında bronz malzemeden de faydalanmışlardır. Bu da heykelde bazı detayların yapılmasında sanatçıyı daha özgür kılmıştır. Bu da eserlerin daha hareketli yapılmasına olanak sağlamıştır. Bunun nedeni sanatçının esere verdiği duyguyu harekete yansıtmaktır. Bu dönem sanatına yenilikler getirerek yunan plastik sanatına ivme kazandıran önemli sanatçıları yaşadığı dönem ve getirdiği yeniliklere göre sıralayacak olursak;
KRİTİOS:Arkaik dönem sonu ve klasik dönem başlarında eserler vermiştir. En önemli eserleri arasında Kritios oğlanı ve Tyran öldürenler heykel grubu yer almaktadır. Kritios, arkaik dönemdeki kübik ve statik olan vücut yapısına bir hareketlilik kazandırmıştır. Kritios oğlanı olarak bilinen kourosunda bir adımın öne atılması sonucu frontalitenin kırılması sağlanmıştır. Yine eserleri arkaik dönemde olduğu gibi tek cepheli değil onun eserlerinde cephe çeşitlidir. Bunu tyran öldürenler heykel grubunda bariz bir şekilde görebilmekteyiz. Bu eserde birinci cephe grub7un kendi cephesidir. İkincisi ise her iki heykelin kendisine has olan cepheleridir. Bu eserde hareketlilik hat safhaya ulaşmıştır. Birer adım öne atılarak kolların yaptığı hamleler belirtilmeye çalışılmış, bunu yaparken de vücut oranlarını mükemmel bir şekilde vermeyi başarmıştır
MYRON:Erken klasik dönem sonu, olgun klasik dönem başlarında eserler vermiştir.(M.Ö.460- 450) En önemli eserleri arasında Athena-Marsyas heykel grubu ile Diskobol heykeli gelmektedir. Myron mükemmel olan vücut oranlarına kusursuz bir hareketlilik kazandırmıştır. Bunu Diskobol heykelinde net bir şekilde görebilmekteyiz.proporsuyon bozuklukları onunla birlikte artık ortadan kalkmaya başlamıştır. Heykelin vücut oranı ve şekli gerçeğe yakındır. Yine Myron’un en önemli özelliklerinden biride iki olay arasındaki anın belirtilmesidir. Bunu hem Diskobol heykelinde hem de Athena-Maryas heykel grubunda görebilmekteyiz. Diskobol heykelinde dönüşünü tamamlamış ve ellindeki diski fırlatmaya hazır pozisyonda, vücut ise iki yayın birleşmesi şeklindedir. Yine Athena-Marsyas heykel grubunda tanrıça kadının yere attığı flütü almaya çalışan Marsyas’a bakışı net bir şekilde gözlemlenebilmektedir.
PHEİDİAS:Parthenon çağı olarak ta bilinen olgun klasik dönemde eserler vermiştir. Plinius Pheidias için 83. olimpiyat (M.Ö.448–444) için akne dönemi olduğunu söylemektedir. Parthenon frizlerinden ve bu frizlerde görülen yüksek stil özelliklerinde değil, onun kolasal ve anıtsal yapmış olduğu kült heykellerinin yapım tekniği bu döneme getirdiği en önemli yeniliklerdendir. O, öncelikle heykelin duracağı yere heykelin bitmiş haline uyan ahşap bir iskelet dikmekteydi. Daha sonra vücudun ten bölümlerine takılmak üzere ince fildişi plakalar yontulur, kumaş kıvrımları ve diğer ayrıntılar içinde metal tabakalar kalıplar halinde yerlerine yerleştirilmektedir. Bitmiş heykelin yek pare görünümü iççin her parça özenle ele alınıp yanındakine uydurularak gizlenmekteydi.
POLYKLEİTOS:M.Ö.5.yy. son çeyreğinde eserler vermiştir. Argos’lu dur. Argos Hera Tapınağı için yapılan altın-fildişi gibi tanrı ve tanrıça heykelleri de yapmasına karşın, Polykleitos bir atlet heykelcisidir. Plinius onun yapıtlarından birini şöyle tanımlamaktadır(Pli. xxxıv. 55); Genç erkek görünüşlü, mızrak taşıyan heykeli sanatçılar tarafından “kanon” olarak adlandırılmaktadır. Bunun nedeni dönem sanatçılarının bu heykeli bir yasa sayarak kendi sanatlarının kurallarını ondan almışlardır. Gövdenin yapılışındaki denge ve uyum, duruştaki yumuşaklık ve gevşeklik için Yunan sanatında başka bir örnek yoktur. Polykleitos’un heykellerdeki vücut oranları hakkında “Kanon” adlı bir kitap yazdığı bilinmektedir. Onun oranları 1/7’dir. Yani vücuttaki her bir uzuv vücudun yedi de biri olmak zorundadır. Bu kitap günümüze kadar gelebilseydi onun heykellerini saran uyumlu yapıyı oluşturan kuralları daha ayrıntılı bir şekilde inceleme olanağı bulabilecektik.
PRAXİTELES:
(M.Ö.370- 350) sofizm etkisi altında praxiteles tanrıları insanlaştırmış ve bunları belirli bir iş yaptıkları anda görüntülemeye önem vermiştir. Sourokthonos Apollon heykeli elinde tuttuğu şişle ağaca tırmanmakta olan kertenkeleyi öldürmek için harekete geçmektedir. Çocuk Dionysos’u taşıyan genç Hermes heykeli ise kolunda taşıdığı çocuk Dionysos’a bir üzüm salkımı uzatmakta, Knidos şehri için yapmış olduğu Aphrodite heykelinde ise tanrıçayı soyunduktan sonra hamama girmek üzere iken tasvir etmiştir. Tanrıçayı çıplak olarak ve kadınlığının tüm güzelliği ve özelliği ile birlikte tasvir etmeye ilk kez Praxiteles cesaret etmiştir. Tanrıları bu kadar insanlaştırmakla M.Ö.4.yy. plastik sanatına renk vermiş M.Ö.5.yy. klasiğinin hudutlarını genişletmiştir. Mermeri bir kadın vücudu kadar yumuşatmış ve canlandırmıştır. Saç yapımında saçların uzun, hafif dalgalı, alın yüksekçe ve üçgene yakın bir şekilde eserlerine yansıtmış olduğu görülür. Göz çukuru burun tarafından bariz bir şekilde belirtilirken, yan taraflarda böyle bir durumla karşılaşılmamaktadır. Kaşlar çıkıntı yapmakta ve kemer şeklinde gözü bastırmakta olduğu eserlerinde görülen bir başka özelliktir.
LYSİPPOS: Polykleitos’un 1/7 oranındaki kanonunu 1/8 olarak geliştirmiş, bu sayede ince uzun vücutlar ve küçük bir baş heykellerinin ayırt edici özelliklerinden biri olmuştur. Sanatçı insanları oldukları gibi değil kendisine göründükleri gibi tanımlar. Bu suretle en küçük ayrıntılarına kadar seyirci üzerinde optik etkilere, yeni bir oranlar sistemine göre işlenmiş bir takım tunç heykeller en çokta atlet heykelleri yapmıştır. Örneğin Apoxyomenos heykelinde idman yaptıktan sonra, sol elinde striglis ile vücudunu temizleyen bir atleti tasvir etmektedir. Atlet sakin bir suretle ayakta durmakla beraber bütün vücudu asabi hareket dalgaları ile sarsılmakta, aynı zamanda kollarını ileriye uzatmakla beraber belirli bir derinliğe sahip bulunmakta, bu sayede daha eski dönem heykelleri gibi sadece bir cepheden değil çeşitli cephelerden üzere yapılmış bulunmaktadır. Grek plastik sanatının son heykeltıraşlarından olmakla beraber, klasik dönemden Helenistlik döneme geçişi de sağlamaktadır.


KAYNAKÇA:
Grek Klasik Dönem  Heykeltıraşlığı (Yusuf Boysal)
Resim Ve Heykel Sorunu (Köksal Çiftçi)
Anadolu Arkeolojisinin ABC’si(Veli Sevin)
Anadolu Uygarlıkları (Ord.Prof.Dr.Ekrem Akurgal)

SANAT TARİHİNE GİRİŞ
                                                                Ödevi Hazırlayan:Özge Uzunlar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder