Bu Blogda Ara

24 Mart 2010

Geç Klasik dönem

DÖRDÜNCÜ YÜZYIL (Geç Klasik dönem)

Timotheos  ve    Epidauros Asklepios  Tapınağı:
Timotheos zamanın önemli iki yapısında çalışmıştır: Epidauros'daki Asklepios tapınağı ve Halikarnassos'daki Mausoleum: Asklepios tapınağında ele geçen eserlerin önemlileri şunlardır : Bulundukları yerden dolayı batı tarafa ait olmaları gereken ve bu sebepten Timotheos'a verilen orta akroter Nike  (yahut Epione) ile yan akroterlerden Nereidler 14°, batı alınlıkta tasvir edilen amazonlar savaşma ait olması icap eden atlı amazon, nereye ait oldukları kesin olarak bilinmeyen Hygieia heykeli ile Asklepios'a ait iki kabartma .
Bütün bu orijinal eserler incelendiği zaman sanat ve stil bakımından şu müşterek özellikleri tespit etmek mümkündür : ince elbise ve kıvrımlar, vücudun yer yer parlaması gibi 5. yüzyılın devam eden özellikleri. Fakat bu hususta zenginlikten pek bahsedilemez. Kıvrımlar yer yer, bilhassa kucakta toplanmaktadır. Ayrıca, bu eserlerin yüzlerinde hüzünlü bir ifadenin de bulunduğunu söylemek mümkündür.
Hygieia'ya ait heykeli  şekil bakımından Nike tapmağındaki sandalını bağlayan  ile karşılaştırmak mümkündür. Fakat bu karşılaştırmada Hygieia şekil ve elbise kıvrımları bakımından daha sade kalır. Leda'ya ait heykeli de şekil ve duruş bakımından burada hatırlamak yerinde olur. Bu sebepten, kazı kucağına alarak Zeus'un kartalından korumak isteyen Leda'yı  Timotheos'a vermek mümkün gözükmektedir.
Atina Millî Müzesindeki Aristonaute s  mezar taşı, figürün dizlerini kırmış olması bakımından belki Timotheos'a verilebilir. Çünkü Leda ve Aristonautes'in her ikisinde birden ayakta durma ile oturma arasında, tamamlanmamış bir hareket görülür. Ancak Aristonautes, hareket ve bakışları bakımından Timotheos'un diğer eserlerine, meselâ Asklepios kabartmasına nazaran daha hareketlidir. Figür bulunduğu satıhtan fırlayacakmış gibi bir şekil ve ifade gösterir. Bu bakımlardan Aristonautes mezar taşını sanatkâr Lysippos zamanına kadar indirenler vardır.
4. yüzyılın ilk yarısında çalışmış olduğu anlaşılan Timotheos'un eserlerinde incelik ve narinlik gibi bir özellik göze çarpar. Sanatkârın Mausoleum'daki çalışmasını ilerde göreceğiz.



Kephisodotos:
4. yüzyılın ilk yansında yaşayan sanatkâr büyük bir ihtimalle Praxiteles'in babasıdır. Antik yazarların verdikleri bilgiye göre sanatkârı biz, Tanrı Kadın Eirene'nin heykelini yapmış olmasıyla tanıyoruz. Eserin İ.ö. 375 yılında kazanılan bir zafer üzerine Atina'daki Agora'ya dikildiği anlaşılmaktadır. Sulh tanrısı Eirene kucağında zenginliği ifade eden çocuk Plutos'u taşımaktadır. Eserin ele geçen kopyaları arasında Münich'de bulunanın tam olması, New York'dakinin de işçiliğinin yüksek olması bakımından önemlidir.
Eirene burada, tanrılık özelliklerini aksettirecek şekilde değil de daha ziyade çocuğun şefkat  gösteren bir anne gibi tasvir edilmiştir ki, bu 4. yüzyılın bir özelliğidir, Daha doğrusu 4.yüzyıl eserlerinin hareket ve davranışlarında görülen samimiliği Kephisodotos ile başlatmak mümkündür. Tanrılarla insanlar arasındaki fark azalmıştır. Eirene'nin gösterdiği şefkate Plutös oynak hareketi ile karşılık vermekte ve böylece ikisi arasında samimî bir hava meydana gelmektedir.
Kephisodotos'un Eirene'sinde 5. yüzyılın sön safhasında iyice gelişmiş olarak gördüğümüz ince, şeffaf, bol kıvrımlı elbisenin yerini kalınca ve dik kıvrımlı bir elbise almıştır. Bu bakımdan da sanatkâr kendisine göre bir yenilik yapmış, daha doğrusu 5. yüzyılın ortalarındaki özellikleri hatırlamıştır. î. ö. 400-370 yılları arasını temsil edebilecek olan Kephisodotos muhtemelen Praxiteles'in hocasıdır. İlerde göreceğimiz gibi Praxiteles'in bazı eserleri ile Eirene arasında ilgi bulmak mümkündür.
 Timotheos ve Kephisodotos'u gördükten sonra 4. yüzyılın ilk safhasını tamamlamak için bazı sanatkârlardan ve eserlerden bahsetmek gerekir. Zamanın bazı atlet heykellerinde Polykleitos'un tesirinin de devam etmekte olduğu görülür. Floransa Müzesindeki yağ döken atlet  ile Efesten Viyana Sanat Tarihi Müzesine götürülmüş olan atlet heykelinde Polykleitos'un tesiri barizdir. Tunçtan bir kopya olan bu Ephesoslu atlette  zamanın özelliği sayılan gövdenin «S» şeklindeki hareketini de açık olarak görüyoruz. Eserin özelliğini öne doğru uzatılan kollar ve temizlik işiyle meşgul olan eller ve öne-yana doğru açılan sol bacağın sadece uç kısmıyla yere basmış olması teşkil eder.
Demetrios, zamanın diğer sanatkârıdır. Plinius ile Lukian'ın ifadelerinden ve Akropolis'de ele geçen kitabelerden anlaşıldığına göre Demetrios takriben 4. yüzyılın ilk yarısında yaşamıştır. Sanatkâr bazı kimselerin portrelerini yapmış olduğu için üzerinde durulur ve hattâ bu konuda çığır açtığı söylenir. Bu zamanda yapılan portreler oldukça realisttir ve Vatikan Müzesinde bulunan Antistenes  bunlardan biridir.



Skopas:
4. yüzyılın üç önemli sanatkârından biri olan Paroslu Skopas’ın zamanı Athena Alea Tapınağı ve Mausoleum'da çalışmış olmasıyla tayin edilir. İ. ö. 395 yılında yandıktan sonra tekrar inşa edilen Tegadaki Athena Alca tapınağının Skopas’ın hem mimarı, hem de heykeltıraşıdır. Sanatkârın ikinci çalıştığı yapı Halikarnassos'daki Mausoleum'dur. Bu anıtın inşası İ. ö. 350 yılma rastladığı için Skopas'ın 4. yüzyılın ortasında faaliyette bulunduğu kesin olarak bilinmektedir. Plinius Ephesos Artemis tapınağındaki kabartmalı sütun kaidelerinden bir tanesini Skopas'ın yapmış olduğunu bildirirse de, burada ele geçen eserler arasında Sanatkârın özelliğini tam olarak gösteren kabartmalara rastlanmamıştır. Esasen Ephesos Artemis tapmağının, I. ö. 334 yılında Anadolu'ya gelen Büyük İskender'in yaptığı yardımlarla tamamlanmış olduğu anlaşıldığından bu tarihlerde Sanatkârın faaliyette bulunup bulunmadığı kesin olarak bilinmemektedir.
Skopas'ın çalışmış olduğunu söylediğimiz iki yapıdan başka, antik kaynaklar daha bir hayli eserinden bahsederler. Bunlardan bir kısmını Anadolu için yapmış olduğundan sanatkâr bizim için ayrı bir önem taşır. Örneğin bunlar arasında, Strabon'un bahsettiği Troja bölgesindeki Apollon Apollon Tapınağı için yaptığı Apollon Smintheus heykeli de var ki bunun tasvirini sadece paralar üzerinde görüyoruz. Yine paralar üzerinde görülen, sanatkarın bir eseri de Aprodite Pandemostur.
Bu, Pausahias'ın bahsettiği Aphrodite'nin Elis bölgesindeki mukaddes" mahallinde bulunan keçi üzerindeki tunçtan heykeli olmalıdır.
Skopas'ın sanat özelliğini en iyi bir şekilde Tegea eserleri aksettirirler. Buradaki Athena Alea tapmağının doğu alınlığında Kalydon domuz avı sahnesi, batı alınlığında ise Achilleus'un Telephos ile olan mücadelesi tasvir edilmiştir. Telephos, Troja savaşına katılmağa giderken Mysia'da Tersandros'u öldürür ve kendisi de Achilleus tarafından yaralanır. Bahsettiğimiz konularla ilgili olarak alınlıklara ait eserler ve bilhassa heykel başları ele geçmiştir. Fakat bunlara rağmen alınlıkların rekonstrüksiyonu yapılamamaktadır. Alınlığa ait bu başlara  bakıldığında şu özellikler görülür.Kısa çene, geniş ve dışarı doğru çıkık yanaklar, kareye yakın bir çehre. Yüzlerde heyecan, pathos var ve bunu da çoğunlukla gözlerin şekli ile dudakların hafif açık oluşu sağlar. Göz ve burun kökü arasındaki derinlik, çukurluk belirlidir. Kaşların çıkıntısı uç taraflarda kalınlaşmakta ve burada göz kapağı kaşa yapışmış durumdadır. Saçlar şematiktir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder