Bu Blogda Ara

24 Mart 2010

Zengin Stil (Klasik dönem)

Satrap   Lâhdi:
Eski Fenike şehirlerinden olan ve bugün Lübnan'ın hudutları içinde kalan Sidon (Sayda)'deki nekropolde, eski müzecilerimizden Hamdı Bey'in 1870 senesinde yapmış olduğu kazılarda açığa çıkan ve İstanbul’a itina ile nakledilen Satrap, Likya, Ağlayan Kadınlar, İskender ve diğer çeşitli lâhitler İstanbul Arkeoloji Müzesinin en güzel eserleridir. Çeşitli devirlere ait ve hepsi de birinci sınıf eser olan bu lâhitler sayesinde İstanbul Arkeoloji Müzesi Grek sanatına ait lâhitler bakımından en zengin müze sayılmaktadır. Hattâ Roma lâhitleri bakımından da müze aynı önemi taşımaktadır.
Satrap Lâhdi  burada saydıklarımızın zaman bakımından en eskisi olup figür ve elbiselerin gösterdiği stile göre İ. ö. 430'a veya biraz daha sonraya ait olması gerekir. Lahdin cephesindeki tasvirler, üzerinde tek sıra halinde palmet bulunan bir çerçeve içine alınmıştır. Sahne ve figürlerde çoğu zaman bu çerçevenin tesiri hissedilmekte ve bazı figürlerin başları üst kenara dayanmaktadır.
Grek sanatına ait Doğuda ele geçen bir eserin karşısında olduğu¬muz muhakkaktır. Bazı figürlerde Polykleitos'un tesirini ve elbiselerin hafif dalgalanması gibi zamanın özelliklerini bulmak mümkündür. Ayrıca lahdin işçiliği  de Grek özelliği taşımaktadır. Fakat tahdında oturan figürde, bilhassa kıyafetin değişikliğinde Doğunun tesiri açıkça görülür. Kabartma olarak hem tek figürde hem de figürlerin birbirini kesmeleri ve üst üste gelmeleri sayesinde kazanılan derinlikleri görmek mümkündür.
Aslan avı ve ziyafet sahnelerinin, araba ve mızraklı savaşçı gibi tasvirlerin lahit sahibinin hayatı ile ilgili oldukları anlaşılmaktadır.

Likya Lahdi:
Mezar anıtları bakımından zengin olan güney-batı Anadolu'daki Likya (Fethiye'den Finike'ye kadar olan bölge) nin kendine has bir lahit tipi vardır. «Likya Lâhdi» diye bilinen bu tip eserler daha çok kapağının semer şeklinde olmasıyla taranır. Bu lahitlerden bir tanesi sidon da ele geçmiştir.Eser bütünü ile bir ev şeklini gösterir Paros mermerinden olan eserin geniş yüzlerinin birisinde araba ile aslan avı diğerinde de atlarla domuz avı  tasvir edilmiştir.Dar yüzlerden birinde iki kentaur'ın Kaineus'u öldürüşü, diğerinde de geyik için birbirleriyle mücadele eden yine iki kentaur görülür. Kapağın yan cephesindeki  alınlıklarda simetrik şekilde duran bir tarafta iki sphinx diğer tarafta iki griphon vardır. Lahit Doğu Grekli, muhtemelen Likyalı bir usta tarafından yapılmış olmalıdır. Atların sıralanmasında göze çarpan prensip ve simetriyi, Nereidler ve bilhassa Gölbaşı abidelerinin frizlerinde görülen askerlerin tertip tarzına benzetmek mümkündür. Bununla birlikte sanatkârın Parthenon'un tesiri altında kalarak bu eseri meydana getirmiş olduğuna da işaret etmek gerekir. Atların ve insanların görünüşlerinde bu etki belirlidir. Bilhassa domuz avı sahnesindeki süvarilerin şekillerini ve bir tanesinin   taşıdığı geniş kenarlı   şapka (petasos)'yı Parthenon'da bulmak mümkündür. Bununla   birlikte ustanın kendine has özellikleri de vardır. Bir kere Likya lâhdinde bilhassa hayvan figürleri arasında birbirlerine benzeme, sahneler ve figürler arasında simetri barizdir. Likyalı ustanın aslan avı gibi heyecanlı bir konunun hayvanlar üzerinde yapacağı etkiyi belirtmiş olmasını atların hırçın halinden anlıyoruz: Kulaklar dikilmiş, çehrenin çizgileri belirli, ağız açık ve geriye dönen başlar. Eserde derinlik ifadesi de Parthenon'dakine nazaran biraz değişiktir. Derinliğin  kavranabilmesi ve   tecessümü için   seyirci nazarının sahnede geriden öne doğru kayması gerekmektedir. Bu özellik, Likya sanatında  figürleri yan  yana,   kısmen birbirinin gerisinde muntazam bir şekilde sıralama prensibi ile ilgilidir.
Burada Likya bölgesine ait iki kaya mezarının cephelerinde görülen kabartmalar üzerinde kısaca durmak istiyoruz. Bunlardan birisi üzerinde, amazonla mücadele ederken görülen cenkçi, Likya sanatında sevilen hamle vaziyetinde tasvir edilmiştir. Bir ailenin tasvir edildiği diğer mezara ait kabartmada ise daha ziyade Likya sanatının bir özelliği olan kabarık kıvrımlar ve bunlar arasında kalan derin satıhlar görülür. Bu safhaya ait eserleri ve bunların özelliklerini tamamlamak için, bilhassa heykel halinde olan birkaç eser üze¬rinde daha durmak gerekmektedir.

Eleusis Demeteri :
Duruşu, elbise şekli ve kıvrımları bakımından, zamanın özelliği olarak kabul ettiğimiz ince elbise ve kıvrımlardan ayrılır. Dik duran figürde basan bacak tarafındaki kalça dışarı doğru hafifçe taşmaktadır. Bu doğrudan doğruya oynayan bacağın serbest kalması ile ilgilidir. Stellerdeki figürlerde ve Praxiteles'in eserlerinde bu özellik daha belirli olarak görülecektir. Demeter ince bir peplos giymiştir. Elbise kıvrımları omuzdan itibaren birbirinden ayrılarak, göğsün şeklini ihlal etmeden aşağıya doğru iner ve kemerin hafifçe sıkan durumuna uyduktan sonra karın üzerinde sarkarlar. Kıvrımlar etekte daha karakteristiktirler. Basan ayak tarafında, bacağın dikliğine uyan dik kıvrımlar aşağıya doğru inerler. Diğer tarafta ise oynayan bacağın şekli tamamen bellidir. Ayak bileği etrafında dönüş yapan belirli kıvrımlar zamanın özelliğidir. Burada, Eleusis Demeter'i dolayısıyla belirtmeye çalıştığımız özellikleri bazı eserlerde görmek ve böylece safhaya maaletmek mümkündür.

Leptis Magna Kadın Heykeli:
Trablusgarp'dan İstanbul Arkeoloji Müzesine gelmiş olan kadın heykeli, Eleusis Demeteri'yle ilgili olarak belirtmeye çalıştığımız özellikleri gösteren diğer bir eserdir. Eser takriben İ. ö. 400 yıllarına aittir.

İdolino:
Diğer bir eser ise Polykleitos tarzı duruş ve hareketin bu safhada yumuşamış ve gevşemiş olmasını göstermesi bakımından önemlidir. Schuchardt haklı olarak bu eseri şekil ve duruş bakımından, ilerde steller bahsinde göreceğimiz Hegeso kabartmasındaki hizmetçi ile karşılaştırmaktadır.

Anlaşma Stelleri:
Bu safhada steller, anlaşmaları tesbit eden "Belgeler olarak görülür. Atina ile Samos arasında I. ö. 403 yılında akdedilen anlaşma ile ilgili olarak yapılan stelde , Atina'yı tem-silen Athena, Samos'u temsilen de Hera elele tutmuş olarak tasvir edilmiştir. Tanrıların elbise ve kıvrımlarım Eleusis Demeteri'nde  görülene benzetmek mümkündür.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder